Çelebizade Âsım
Tarihçi, Şair, Devlet Adamı

En önemli eserlerinden biri, 1722-1729 yılları arasındaki olayları anlattığı "Târih" adlı eseridir. Bu eser, Lâle Devri'nin önemli kaynaklarından biridir.

“Âsım” mahlasını kullanmakla birlikte, babası Küçük Çelebi Mehmed Efendi’den dolayı “Çelebizâde Âsım” (d. 1096/1685 – ö. 1173/1760) olarak tanınan şairin şiirlerini ihtiva eden eseri. Vakanüvis ve münşi kimliğiyle Târîh ve Münşeât da yazmasına rağmen, Âsım’ın edebî yönünü ve sanatçı kişiliğini yansıtan en önemli eseri Dîvân’ıdır.


Nüshalar arasında farklılıklar olmakla beraber Dîvân’ın yayımlanan tenkitli metninde (Öztekin 2010); 19 kaside, 37 tarih (1’i Farsça), 1 musammat, 87 gazel (3’ü Farsça), 13 rubai, 14 kıta (1’i Farsça), 3 nazm, 2 matla ve 3 müfred yer almaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi, sayısal olarak en fazla yeri gazeller tutmakta, ikinci sırada tarih manzumeleri gelmektedir. Dîvân’daki kasideler, klasik şiirin kaside özelliklerini yansıtmakta olup dinî konularda yazılmış na’tlar, padişahlar III. Ahmed ve III. Mustafa, sadrazamlar İbrahim Paşa ve Abdullah Paşa ile Şeyhülislam İshak Efendi övgüsündeki methiyeler dikkat çekicidir. Tarih manzumeleri, Âsım’ın tarihçi yönünü ortaya koyan ayrıntılarla doludur. Bu şiirlerde, barış antlaşması, fetihlerle alınan topraklar, padişah cülusu, sadrazam ataması, İstanbul’da yaptırılan mimari eserler, doğum ve ölümlere düşürülen tarihler gibi farklı konular işlenmiştir. Dîvân'da murabba-ı mütekerrir biçiminde yazılmış bir musammat vardır. Gazellerinin büyük çoğunluğu beş beyitlidir. Sekiz gazelin zâtü’l-metâli/zü’l-metâli olduğu görülür. Üç gazel ise, makta beytinden sonra çeşitli kişilerin övgüsü yapıldığı için müzeyyel gazeldir. Bazı gazelleri âşıkane tarzda zarif hayallerle süslü ve lirik, bazıları da hikemi tarzda didaktik niteliktedir. Bercesteli beyit yoluyla yapılan örneklendirme ve çoklu duyulama örnekleri, Sebk-i Hindî etkisindedir. Diğer şiirleri ise; Bursa’daki Emir Sultan ve Edirne’deki Gül Baba türbelerine ziyaret, III. Osman zamanında İstanbul’da çıkan bir yangın, İbrahim Paşa’dan hâmise talebi, Darü’s-saade Ağası’nın hediye ettiği kula at için teşekkür gibi çeşitli konularda yazılmıştır.


Âsım, şiirde Nâbî ve Nedîm gibi klasik edebiyat içerisinde kendi ekollerini oluşturmuş iki büyük şairin takipçileri arasında yer alır. Şiirlerinde Fuzûlî, Hâfız-ı Şîrâzî, Harîrî, Hassân, İzzet Ali Paşa, Ka’b, Kemâl-i Isfahanî, Nef’î, Rahmî, Neylî, Sâ’ib, Vassâf, Veysî gibi Türk, Acem, Arap pek çok şair ve münşiyi anar. O, Azeri şairi Kavsî’nin bir dizesini tazmîn etmiş, Acem şairi Sa’dî’nin Gülistân’ında geçen bir ifadeye telmihte bulunmuştur. İzzet Ali Paşa, Nâbî, Nâmî, Nedîm, Râgıb Paşa, Râşid gibi birçok şairin gazellerini tanzir etmiştir. XVIII. yüzyılın şiir mecmualarında Nâbî, Sâbit ve Nedîm’den sonra en çok şiiri olan şairin Âsım olması, devrinde hayli meşhur olduğunu göstermektedir. Dîvân’ın on üç yazma (Öztekin 2010) ve bir matbu (1268/1851) nüshası vardır. Çelebizâde Âsım Dîvânı’nın sekiz nüsha üzerinden tenkitli metni yayımlanmıştır (Öztekin 2010). Ayrıca eser üzerinde bazı makaleler yayımlanmıştır (Öztekin 2013: 109-139; Öztekin 2018: 643-671).