Ahmed Vefik Paşa
Tarihçi, Devlet Adamı, Diplomat, Yazar, Çevirmen

Türk diline katkılarıyla bilinir ve "Lehçe-i Osmanî" adlı sözlüğü hazırlamıştır. "Hikmet-i Tarih" adlı eseri; Osmanlı'da tarih felsefesi ve metodolojisi alanında yazılmış ilk eserdir.

Ahmet Vefik Paşa, Osmanlı Devleti'nin en dikkat çekici devlet adamlarından, diplomatlarından ve kültür insanlarından biridir. Osmanlı modernleşmesinin hem siyasi hem de kültürel sahadaki en önemli isimlerinden biri olan Paşa, Tanzimat devrinde aktif roller üstlenmiş, Osmanlı bürokrasisinde pek çok önemli görevde bulunmuş, aynı zamanda dil, tarih ve edebiyat alanlarında kalıcı eserler bırakmıştır.

İlk Yılları ve Eğitimi

Ahmet Vefik Paşa, 1823 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Ruhuddin Mehmed Efendi, Osmanlı'nın ilk Müslüman tercümanlarından olup diplomatik görevlerde bulunmuş önemli bir devlet adamıydı. Ahmet Vefik, eğitimine Mühendishane-i Berrî-i Hümâyun’da başladı, ancak babasının Paris’e tayin edilmesi üzerine Fransa’ya giderek eğitimine burada devam etti. Saint Louis Lisesi’nde eğitim gören Paşa, burada Fransızca bilgisini mükemmelleştirdiği gibi Latince ve Grekçe de öğrendi. Bu dönemde Batı kültürüne yakından vakıf olma fırsatı yakaladı.

Osmanlı Bürokrasisindeki Yükselişi

1837’de İstanbul’a döndüğünde, Osmanlı Devleti’nin önemli diplomasi merkezi olan Tercüme Odası’nda çalışmaya başladı. Burada kısa sürede yükselerek dikkat çekti ve farklı diplomatik görevlerde yer aldı:

  • 1840 Londra Büyükelçiliği Kâtibi: Avrupa'da Osmanlı Devleti'nin temsilinde yer aldı ve İngilizce öğrendi.

  • Tahran Büyükelçiliği (1851): Osmanlı-İran ilişkilerini düzenlemek üzere Tahran’a elçi olarak atandı.

  • Paris Büyükelçiliği (1859-1861): Osmanlı Devleti'nin Fransa ile ilişkilerini yürütürken, Fransız İmparatoru III. Napolyon’un Osmanlı iç işlerine müdahale etme çabalarına karşı sert bir tavır sergiledi.

  • Meclis-i Mebusan Reisliği (1877): I. Meşrutiyet’in ilanından sonra Osmanlı Parlamentosu’nun ilk başkanı oldu.

  • Sadrazamlık (1878): Başvekil sıfatıyla Osmanlı hükümetinin başına geçti. Ancak, kısa süre sonra görevden alındı.

Macar Mültecileri Meselesi ve Diplomatik Başarıları

Ahmet Vefik Paşa, özellikle Osmanlı’ya sığınan Macar mültecilerin Rusya ve Avusturya'ya iadesine karşı gösterdiği dirayetle uluslararası alanda büyük bir başarı kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin bağımsız bir dış politika sürdürmesi adına kararlı bir duruş sergileyerek, Macar mültecilerin Osmanlı topraklarında kalmasını sağlamış, böylece Osmanlı’nın uluslararası itibarını yükseltmiştir.

Bursa Valiliği ve Şehircilik Faaliyetleri

1879 yılında Bursa valiliğine atanan Ahmet Vefik Paşa, burada yalnızca idari bir yönetici olarak değil, aynı zamanda bir reformcu ve şehir planlamacısı olarak da büyük hizmetlerde bulunmuştur:

  • Şehir İmarı: Bursa’nın çarpık yapılaşmasını düzelterek geniş caddeler açtırdı, bataklıkları kuruttu, dağlardan temiz içme suyu getirtti.

  • Tarihi Yapıların Restorasyonu: Yeşil Cami, Ulucami ve Osman Gazi ile Orhan Gazi türbelerinin restorasyonlarını yaptırdı.

  • Kültürel Reformlar: Bursa’da bir tiyatro binası açtırarak Türk tiyatrosunun gelişimine büyük katkı sağladı.

  • Eğitim ve Tarım Reformları: İlköğretimi zorunlu hale getirerek yeni okullar açtırdı. Aynı zamanda tarımsal üretimi artırmak için çeşitli teşviklerde bulundu.

Edebiyat ve Dil Çalışmaları

Ahmet Vefik Paşa, Osmanlı Türkçesinin sadeleşmesi ve Türkçülük fikrinin gelişmesi için önemli adımlar atmıştır. Onun bu alandaki en önemli eserleri şunlardır:

  • Lehçe-i Osmanî: Türkçenin ilk kapsamlı sözlüklerinden biri olup, Osmanlı Türkçesinin zenginliğini ve kökenlerini ortaya koymuştur.

  • Atalar Sözü (Türkî Durûb-i Emsâl): Türk atasözlerini derleyen önemli bir çalışmadır.

  • Molière Çevirileri: Batı tiyatrosunun önemli eserlerini Türkçeye kazandırmış ve Bursa'da halk tiyatrosunu teşvik etmiştir.

  • Hikmet-i Tarih: Tarih metodolojisi üzerine Batılı bir yaklaşımla kaleme alınmış, Türk tarihçiliğinde önemli bir eser olarak kabul edilir.

Son Yılları ve Ölümü

1882’de ikinci kez sadrazamlığa atanmış ancak kısa süre sonra görevden alınmıştır. Hayatının son yıllarında devlet işlerinden uzak kalarak kendisini edebi ve akademik çalışmalara adamış, geniş kütüphanesi içinde münzevi bir hayat sürmüştür. 1 Nisan 1891’de İstanbul’da vefat etmiş ve Rumelihisarı’nda defnedilmiştir.



Ahmet Vefik Paşa'nın "Hikmet-i Tarih"inin İçeriği

Ahmet Vefik Paşa'nın eseri olan "Hikmet-i Tarih" (Tarih Felsefesi), Osmanlı Devleti'nde tarih felsefesi ve metodolojisi alanında yazılmış ilk eserdir. Ancak ne yazık ki bu eser, Ahmet Vefik Paşa'nın en az tanınan kitaplarından biridir. Divan-ı Muhasebat reisi iken Darülfünun'da verdiği tarih dersleri, 26 Şubat - 9 Nisan 1863 tarihleri arasında Tasvir-i Efkâr Gazetesi'nde "Hikmet-i Tarih" adı altında tefrika edilmiştir.

Eser, "Fasl-ı Evvel", "Fasl-ı Sani" ve "Fasl-ı Sâlis" olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm olan "Mukaddemat-ı Tarih" başlıklı "Fasl-ı Evvel"de Ahmet Vefik Paşa, tarih, felsefe ve tarih felsefesinin tanımını yapmış; tarih biliminin ve metodolojisinin öneminden ve gerekliliğinden bahsetmiştir. Devamında dünya yaşıyla ilgili olarak İbrani, Katolik, Rum, Hint ve Çin halklarının kabul ettiği farklı tarihler ve kullanılan takvimler hakkında bilgi vermiş, Hicri ve Miladi takvimlere göre yaratılış hesaplamaları yapmıştır. Ahmet Vefik Paşa, insanlık tarihini Hicret'ten önce ve sonra olmak üzere iki büyük döneme ayırmış; Hicret'ten önceki İlkçağ dönemi ile Hicret'ten sonraki Ortaçağ ve Yeniçağ dönemlerini de kendi arasında dört kısma ayırmıştır. Tarih biliminin faydaları, kaynakları ve diğer bilim dalları ile ilişkisini ele alarak bu bölümü tamamlamıştır.

İkinci bölüm olan "Fasl-ı Sani", "Fıtrat ve Tufan" başlığı altında dünyanın ve insanoğlunun yaratılışını ele almaktadır. Ahmet Vefik Paşa, bu konuları bilimsel kaynaklara ve Yahudi ile Hristiyan dini kitaplarına dayandırarak açıklamaya çalışmıştır. "Hikmet-i Tarih", dünyanın yaratılışı ve insanlığın geçirdiği evreleri tarihsel bilgiler ve neden-sonuç ilişkisiyle anlatan bir eser olmakla birlikte, bazı bölümlerinde dini kaynaklara dayandırılması sebebiyle klasik tarihçiliğin Ortaçağ döneminden etkiler taşımaktadır. Bu nedenle, eser klasik tarihçilik anlayışı ile aydınlanmacı tarihçilik arasında bir geçiş özelliği göstermektedir. Ahmet Vefik Paşa, tarihsel olayları objektif bir bakış açısıyla ele almış ve bu olayların doğru, güvenilir kaynaklarla incelenmesi gerekliliğini vurgulamıştır. Ona göre tarihi olayların aydınlatılmasında dört türlü kaynak vardır: Semavi kitaplar, İlkçağ'da yazılan rivayet eserleri, destanlar ve efsaneler ile arkeolojik kazılarda bulunan materyaller. Bu kaynakların bilimsel metodolojiye uygun şekilde ele alınması gerektiğini belirtmiştir. Eserde jeoloji, arkeoloji, antropoloji gibi bilim dallarından faydalanılmakta; dünyanın ve kıtaların oluşumu, kazılardan elde edilen bulgular ve insanlığın evrimi gibi konular ele alınmaktadır. Ahmet Vefik Paşa, insan ırklarının fiziksel yapısını etnografya bilimi ışığında incelemiş; insanlığın Fırat ve Hint Nehri arasında çoğaltığını, ilk medeniyetlerin göçebe yaşadığını, avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdürdüklerini anlatmıştır. Nuh Tufanı'nı ve yeryüzü şekillerinin değişimini ele alarak Hz. Nuh'un soy ağacını Tevrat'a dayanarak listelemiştir.

Eserin son bölümü olan "Fasl-ı Sâlis", "Teşkil-i Milel-i Kadime" başlığı altında yeryüzünde yaşamış çeşitli milletlerin dinleri, dilleri, ırkları ve birbirleriyle etkileşimlerini ele almaktadır. Ahmet Vefik Paşa, bu bölümde Tevrat'taki anlatımlardan faydalanarak milletlerin kökenlerini incelemiş ve ayrıca Türklerin anayurtlarından ayrılışı ve yayıldıkları bölgeler hakkında bilgi vermiştir. Ancak eser bu noktada tamamlanmadan yarım kalmıştır.

(Zeynep Kılıç, Ahmet Vefik PaşanınHikmet-i Tarihitranskripsiyon ve değerlendirilmesi)


Ahmet Vefik Paşa’ya Göre Dünyadaki Dillerin Oluşumu ve Birbirleriyle Olan İlişkileri

“Üç büyük bölümde (Sami, Hami, Hint-Cermen Dil Ailesi)bulunan toplulukların, dil köklerinin ilişkilerine göre, bazısı birbirine yakın olduklarından, benzerlik gösteren ve ayrılan birçok işaretler ve sözler ortaya çıkmıştır. Mesela, Kafkasya sınıfı, Asya‟nın güney batısından, Ermenistan ve Irak Dağlarından Umman çevresinden ve Akdeniz‟e kadar olan yerlere yayılmış olan Asurî, Süryani, Arabî, İbrani ve Keldani gibi, esmer renkli milletler ile sıkı ilişkileri olduğu için, Hazreti Nuh evladından, Sam A.S.‟a mensup olmasıyla, Samiye Sülalesi diye isimlendirilir. Hatta Kenan memleketinde ve Arabistan‟ın doğu ve güney kıyılarının bazı yerlerinde ve Habeş memleketinde, Mısır‟da ve Afrika‟dan Mağrip‟e, Atlas memleketlerine ve Nil‟e karışan Nicer Nehri‟nin kenarına varıncaya kadar, Filistin‟i ve Punika yani Fenikeli Kenaniler ve bazı Arap cinsinden olan, Kıpti ve Nevmidi yani, Afrika taraflarında olan kabilelerin, diğer beraberindeki halklar, Kafkas sınıfından sayılmıştır. Zenci olan kavimlerin, birbirleriyle benzer özellikte olmalarından dolayı, hepsi birden Hami Sülalesi olarak isimlendirilmiştir. Neticede batı, yani Belh denilen, eski İran‟ın doğusundan çıkıp, Hazar Denizi‟nin doğusundan ve İtil Nehri‟nin üzerinden, denizin güneyinden, batıya doğru Elburuz ve Kafkas dağları boyuna gidip, Hepanis yani Kopan ve Ten çayları üzerinden Fırat ile Anadolu taraflarından, Avrupa‟nın her tarafına yayılmış olan ve “Küçük Asya” denilen Anadolu‟da, Ermenistan ile Kürdistan memleketlerinde ve bütün İran topraklarında yerleşen ve diğer taraftan Hindistan‟a dağılmış olan beyaz halklar, Yafes‟e bağlanmışlardır. Eski zamanlarda, Eriya yani Heri ismiyle bilinen, Horasan‟ın yüksek tarafları olan Belh taraflarından çıkıp, akın etmek suretiyle, Aryani Sülalesi yok edilmiştir. Bu halkların, bir ucu Hint‟e, diğer ucu Cermaniye‟ye kadar uzandığından, onlara Hint-Cermen Sülalesi denilmiştir. Halkların dil köklerinin birbirleriyle ilişkilerini araştıran bilim dalı, Etnoğrafya‟dır.”

(Ahmet Vefik Paşa, Hikmet-i Tarih)


Zeynep Kılıç Tarafından Hazırlanmış Hikmet-i Tarih (Transkripsiyon ve Değerlendirme-Yüksek Lisans Tezi)

Hikmet-i Tarih



Kaynaklar:

Ahmet Vefik Paşa (2013). Hikmet-i tarih. Demir, R., Yurtoğlu, B. ve Utku, A. (Haz.), Çizgi Felsefe Kitabevi.

Akün, Ö. F. (1989). Ahmed Vefik Paşa, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 2. https://islamansiklopedisi.org.tr/ahmed-vefik-pasa (08.11.2024).

Kılıç, Z. (2009). Ahmet Vefik PaşanınHikmet-i Tarihitranskripsiyon ve değerlendirilmesi Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü, Tarih Ana Bilim Dalı, Tarih Eğitimi Bilim Dalı.